Teknoloji

1 Kasım 2010 Pazartesi

BALZAC-GORİOT BABA

GORİOT BABA


Le Père Goriot (Old Father Goriot, 1835)

http://en.wikipedia.org/wiki/Le_P%C3%A8re_Goriot

Le Père Goriot (French pronunciation: [lə pɛʁ ɡɔʁjo], Old Goriot) is an 1835 novel by French novelist and playwright Honoré de Balzac (1799–1850), included in the Scènes de la vie privée section of his novel sequence La Comédie humaine. Set in Paris in 1819, it follows the intertwined lives of three characters: the elderly doting Goriot; a mysterious criminal-in-hiding named Vautrin; and a naive law student named Eugène de Rastignac.

Çok detaylı bir Goriot baba incelemesi. Gerçekten incelenmesi gereken bir yazı olmuş.
Balzac ile ilgilili incelemeler türkçe ve ingilizce olarak aşağıda wikipedia'da bulunabilir.

Kitabı okumaya yeni başladım. Balzac henüz karakterler ile ilgili incelemeleri bitirmedi.Vadideki Zambak'ta olduğu gibi bir anlatıcının anlatımı ile ilerleyen bir anlatım var. Bu biraz beni sıkıyor. Vadideki Zambak'ı okuyan sevgili eşim de 50.sayfadan sonra okumayı bıraktığını belirtmişti. Ben onu bitirdim. umuyorum ki bu kitabını da bitireceğim. Balzac'ın tüm eserlerini okuyacağım gibi. :)

Kitap nihayet bitti:(10.10.2010). Biter bitmez de eşime Goriot öldü dedim. Onunla bile ilgilenmeyip kitabı okuduğum için o da başın sağolsun dedi. :)
Böyle baba var mı demeye gerek yok bence. Türkiyede analar, babalar hep bu tiptir.Tipleme olarak bakarsanız onlar var. Bu kadar, kendini kaybedecek kadar kızlarını seven ve onlar  tarafından da bu kadar sevilmeyen baba var mıdır derseniz bilemiyorum.

Beni etkileyen bir başka kişilik Vautrin'di. Bu karakteri aslında Victor Hugo'nun Sefiller'indeki Jean Valjean ile karşılaştırmak gerekebilir. Konu olarak benzemeyebilir, ama onun fransız toplumuna bakışı ile Sefiller'in bize sunduğu ortam çok mu farklı diye bakmak gerekiyor.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Balzac

http://en.wikipedia.org/wiki/Balzac

http://www.yenimakale.com/balzacin-goriot-baba-romani.html

25 Ekim 2010 Pazartesi

SHAKESPEARE-KRAL LEAR

Kral Lear (İngilizce: King Lear), İngiliz oyun yazarı William Shakespeare tarafından yazılmış bir oyundur. Yaklaşık olarak 1605 yılında yazıldığı tahmin edilen oyun, Shakespeare'in önemli trajedilerinden biridir.

Genel Bilgiler;

King Lear;The play was written between 1603 and 1606 and later revised. Shakespeare's earlier version, The True Chronicle of the History of the Life and Death of King Lear and His Three Daughters, was published in quarto in 1608. The Tragedy of King Lear, a more theatrical version, was included in the 1623 First Folio. Modern editors usually conflate the two, though others insist that each version has its individual integrity that should be preserved. http://en.wikipedia.org/wiki/King_Lear

Karakterler;
  • Kral Lear: Britanya kralı
  • Gonoril: Kralın büyük kızı
  • Regan: Kralın ortanca kızı
  • Cordelia: Kralın küçük kızı
  • Albany Dükü: Gonoril'in kocası
  • Cornwall Dükü: Regan'ın kocası
  • Burgundi Dükü: Cordelia'nın taliplerinden biri
  • Fransa Kralı: Cordelia'nın taliplerinden diğeri, sonradan kocası
  • Kent Kontu: Sonradan Caius olarak kılık değiştirir
  • Gloucester Kontu
  • Edgar: Gloucester Kontu'nun büyük oğlu, sonradan Tom o'Bedlam olarak kılık değiştirir
  • Edmund: Gloucester Kontu'nun gayrimeşru oğlu
  • Yaşlı Adam: Gloucester'ın adamlarından biri
  • Curan: Gloucester'ın uşağı
  • Lear'ın Soytarısı
  • Oswald: Gonoril'in kahyası
  • Cornwall'ın Üç hizmetlisi
  • Doktor: Cordelia ile ilgilenir
  • Üç Kaptan
  • Bir Şövalye
  • Bir Haberci
  • Bir Ulak
  • Askerler, hizmetliler, soylular ve diğer figüranlar
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kral_Lear
Kral Lear için özet olabilecek bir yazı yazmak istemedim. Çünkü Özdemir NUTKU tarafından yazılmış olan güzel bir yazıyı sizinle paylaşmak istedim.Başarılı.
http://www.toplumdusmani.net/modules/wfsection/article.php?articleid=455

http://tr.wikipedia.org/wiki/Kral_Lear
http://en.wikipedia.org/wiki/King_Lear

Şimdi size bir masal(Bu masalın da değişik söylenceleri var):

Kıymetli Tuz(Masal Örneği)
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde... Pire berber iken, deve tellal iken, ben anamın beşi­ğini tıngır mıngır sallar iken. Tıngır elek, tıngır felek demişler, bu masalı şöyle anlatmışlar.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zamanda bir padişah ile bunun üç kızı varmış. Bir gün bu padişah kızlarını başına toplamış, beni ne kadar seversiniz? demiş. En büyük kız "Dünyalar ka­dar...", ortanca kızı "Kucak kadar...", küçük kızı da "Tuz ka­dar..." severim demiş.
Padişah küçük kızın cevabına çok sinirlenmiş, İnsan tuz ka­dar sevilir mi demiş, ardından küçük kızını cellâda teslim et­miş. Cellât, kızı kesmek için dağa götürmüş. Kız cellâda yal­varmış, "Sen de babasın, bana kıyma!" demiş.
Cellât, kızın yalvarmalarına dayanamamış, onun yerine bir hayvan kesmiş, kızın gömleğini kesilen hayvanın kanına bulayıp padişaha getirmiş.
Küçük kız yollara düşmüş. Az gitmiş, uz gitmiş, bir köye ulaş­mış. Orada köyün zenginlerinden birine kul köle olmuş, büyü­müş, çok güzel bir kız olmuş. Güzelliği ilden ile dilden dile yayılmış, kısmet bu ya, bir başka padişahın oğluyla evlenmiş. Aradan bir hayli zaman geçmiş, başından geçenleri kocası­na anlatmış, "Babamları yemeğe çağıralım." demiş. Kocası da "Olur." demiş. Gereken hazırlıklar yapılmış, padişah baba­sı ziyafete çağrılmış.
Kızın padişah babası söylenen ziya­fete gelmiş. Padişah ve beraberindekiler sofraya oturduğun­da yemekler sırayla gelmeye başlamış. Ama kız, aşçısına bü­tün yemeklerin tuzsuz olmasını tembih etmiş. Padişah hangi yemeğe saldırdıysa eli geri gitmiş, yemeklerin hiçbirini yiyememiş.
O sırada küçük kızı padişahın sofrasından ayağa fırlamış. "Padişahım, duyduğuma göre sen küçük kızını, seni tuz ka­dar seviyorum dediği için öldürtmüşsün." demiş. Padişahın söz söylemesine fırsat vermeden "İşte o küçük kız benim." demiş ve "Bütün yemekleri tuzsuz yaptırdım ki kıymetimi anlayasın." sözlerini eklemiş. Padişah yaptığından utanarak kü­çük kızının boynuna sarılmış, tuzun ne kadar kıymetli olduğu­nu anlamış. Ondan sonra yeni bir dönem başlamış.
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.
İlk paragraf masalın "döşeme" bölümüdür. Burada konuyla İlgisi olmayan klişe sözler vardır.
2., 3., 4., 5. ve 6. paragraflar masalın "asıl masal" denen ikinci bölümünü oluşturur. Burada masalda ele alınan olay vardır. Bu olay giriş, gelişme ve sonuç bölümleriyle aktarılır.
7. paragraf ise masalın "dilek" adı verilen son bölümünü oluş­turur. Bu bölüm de genellikle kalıplaşmış sözlerden oluşur.



Şimdi eğer kral lear ile yukarıdaki masalı karşılaştırısak elimize ne geçer onu bulalım. Basit bir açıklama bize kral lear'in bir trajedi ikincinin ise bir masal olduğunu gösterecektir. Shakespear'in en güzel yaptığı şeylerden bir tanesi daha önce yazılmış olan eserleri büyük bir ustalıkla kendi iç gözleminden, gerçekliğinden geçirmesi ve onu bize yansıtmasıdır. Bu aslında hem bir refleksiyon hem de bir projeksiyon olarak da söylenebilir, ki böyle olması bize onun iç dünyasından geçen gerçekliğin evrensel olma yolunda ne kadar dış dünya ile iç içe geçtiğini ve söylem gücünün nasıl bu kadar yaşadığını da açıklayacaktır.

Shakespear'in bu trajedisini başka yerlerden aldığını söylemeye gerek yok. Belirttiğim gibi önemli olan onu alması değil, onu nasıl işlediğidir.

Yazarlar-Dönem-17.yy

Okuduğum yazarlar ile ilgilili dönem bilgisi;

Descartes ;
René Descartes (31 Mart 1596-11 Şubat 1650)
Fransız matematikçi, bilimadamı ve filozoftur. Batı düşüncesinin son yüzyıllardaki en önemli düşünürlerinden biridir.

Yöntem Üzerine Konuşma-1637

Galileo  ;
Galileo Galilei (15 Şubat 1564 – 8 Ocak 1642)
bir İtalyan fizikçi, matematikçi, gökbilimci ve filozofu olup, Bilimsel devrim'de büyük bir rol oynamıştır. Galileo, "modern gözlemsel astronominin babası,"[3] the "modern fiziğin babası,"[4] "bilimin babası,"[4] ve "modern bilimin babası" olarak adlandırılmaktadır[5] Stephen Hawking, "Galileo, belki diğer insanlardan modern bilimin doğuşundan sorumlu olduğu için daha fazla bir kişiydi." der[6]

Dün Aldım ve okumaya başladım.
İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog-1610

Shakespeare ;
William Shakespeare, (Vaftiz, 26 Nisan 1564 – ö. 23 Nisan 1616),
İngiliz şair ve tiyatro oyun yazarıdır.
Othello
Macbeth
Romeo ve Juliet


Moliere  ;
Jean-Baptiste Poquelin, daha bilinen adıyla Molière (15 Ocak 1622 – 17 Şubat 1673)
Fransız oyun yazarı ve oyuncu.

Hastalık Hastası-Le Malade imaginaire-10 Şubat 1673
Cimri-1668
Tartuf-12 mayıs 1664

Racine   ;
Jean Racine (d: 1639 - ö: 1699)
XVII. yy. Fransız edebiyatının önde gelen şairlerinden ve trajedi yazarlarından olan Racine iyi bir eğitim görmüştür. Özellikle Yunan trajedi şairi Euripides (Öripid)'den etkilenen Racine, Fransız klâsik trajedisinin gelişmesinde büyük rol oynamıştır. XVI. Louis (Lui) döneminde saray tarihçiliğide yapmış olan Racine, eserlerinde Yunan mitolojisi, Filistin tarihi ve İngiliz saraylarından seçilmiş konulara yer vermiştir. Racine, eserlerinde genellikle tutkularına esir olmuş kişilere yer vermiştir.
Tanzimat Dönemi'nde yaşayan Türk edebiyatçılar üzerinde de ekili olan Racine'nin, Andromaque (Andromak), Berenice (Berenis), Bajazet (bayazıt), Iphigénie (İfijeni) ve Phaidra (Fedra) adlı eserleri ünlüdür.
Henüz okumadım. Ancak en kısa zamanda alıp okuyacağım.

Harvey  ;
William Harvey (1578-1657)
İngiliz tıp doktoru. Folkestone'da dünyaya geldi. Cambridge Üniversitesi'nde sanat ve tıp okuduktan sonra tıp eğitimini Fabricius adında ünlü bir anatomi profesörünün yanında sürdürmek üzere Padova'ya gitti. 1602'de Londra'ya dönüp muayenehane açtı. 1609'da St. Bartholomew Hastanesi'ne doktor olarak atandı. 1618'de önce I. James'in daha sonrada I. Charles'in özel hekimliğine getirildi. Kalpten başlayan kan dolaşımını doğru olarak tanımlayan ilk kişi olarak bilinmektedir. Bu konudaki fikirlerini René Descartes in Description of the Human Body adlı çalışmasından almıştır. Her ne kadar İspanyol doktor Michael Servetus kan dolaşımını ondan çeyrek yüzyıl kadar önce tanımlamış olsa da kalıcı belgeler olmadığı için bu olay Harvey'e atfedilmektedir.Harvey 1657 yılında hayatını kaybetmiştir.

Henüz okumadım. Ancak en kısa zamanda alıp okuyacağım.

DESCARTES-biyografi

http://www.biyografi.info/kisi/descartes

GALİLEO GALİLEİ-İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog

İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog
İtalyanca:Dialogo dei due massimi sistemi del mondo-1632
İngilizce:Dialogue Concerning the two Chief Systems-1632

 Çeviri : Reşit Aşçıoğlu
Arka kapak yazısı:
Üzerinde on altı yıl çalıştığı İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog nedeniyle engizisyonda yargılandı, ev hapsine mahkûm edildi. Mahkûmiyeti sırasında ikinci başyapıtı İki Yeni Bilim Üzerine Diyalog'u tamamladı. Her iki yapıt da kısa sürede pek çok dile çevrildi ve modern bilimin başlangıcı olarak tarihe geçti. Diyaloglar ne yalnızca astronomi ne de fizik kitabıdır. Otoriteyi temsil eden Aristoteles düşüncesiyle sıkı bir polemik yürütürken, aynı zamanda gözlemsel, deneysel, kuramsal birikimiyle Galileo, "doğanın yazıldığı dili" yeniden keşfederek, matematiği temel alan kendi yeni fiziğini kurar. Galileo'nun hakim sınıfa değil, sıradan okura sunduğu diyaloglar anlaşılması kaygısıyla Latince yerine İtalyanca kaleme alınmıştır.
NEDEN DÖRT GÜN,
(Kızıler, “neden dört gün” sorusuna, “Kitapta dört gün geçiyor ve bu üç adam bir araya geliyor ve sürekli diyalog içindeler. İlk iki günkü diyaloglar kapıları açmaya yönelik. Diyalog ve söyleşi dört günde tamamlanmış. Ancak burada her gün birkaç aya bedel. Çok uzun cümleler ve diyaloglar yer alıyor.

İnsan hayatında yazıya dökülmüş en uzun günler olmuş bir anlamda. Bir çırpıda okunacak bir kitap değil. Üçüncü ve dördüncü günde konular daha da zorlaşıyor. Tezler ve ispatlar var. Bu bölümler astronomi ve astrofizikle ilgili olanlar için eşi bulunmaz diyaloglar içeriyor” yanıtını verdi.

KİTAPTAKİ KARAKTERLER;

“Salviati Galileo’yu temsil ediyor. Sagredo’nun ise kitapta ciddi rolü var. Uyanık bilinci oynuyor. Konuları açıcı örnekler veriyor. Kafası karışık halkın netleşmesi için bilgi açıcı bir karakter.

Simplicio ise yer merkezli görüşü savunan Aristo ve Batlamyus’u ve Kilise değerlerini temsil ediyor.
http://gencturkhaber.com/iki-Buyuk-Dunya-Sistemi-Hakkinda-Diyalog.html,085a7 )


Henüz giriş sayfalarını okuduğum bir kitap. Ancak giriş kısmı, Reşit Aşçıoğlu'nun ifadeleriyle insanı derinden etkiliyor.O dönemin içinde patlayan bir bomba gibi bu kitap.

GALİELO HAKKINDA BİLGİ;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Galileo_Galilei

http://en.wikipedia.org/wiki/Galileo_Galilei

20 Ekim 2010 Çarşamba

MUZİK-Ne Dinliyorum.

Ne Dinliyorum.!

internet radyoları işimizi çok kolaylaştırıyor. Epey bir zamandır internette bir müzik sitesi takip ediyorum. Şu an listede hangi parçaların çalındığını görebiliyor, istediğiniz radyoyu seçip dinleyebiliyorsunuz. Bunun için bilgisayarınızda windows media player olması yeterli.

Bazı radyolar şunlar;

Absolute 70's Pop
Absolute 90's
Absolute ReggaeTrade
Absolute Trance (Euro)
Absolutely Country Hits
Acappella
Adult Urban Hits Choice
Afterbeat Electronica
All Euro 80's
All Flashback Alternatives
All Otto Baroque Musick
All Otto Classical Music
All Otto Opera Music
All Times & Urban Gospel
Alternative Rock X Hits
....
....
Ben bunlardan "All Otto Classical Music" kanalını dinliyorum.

Ancak sanırım şu sıralar biraz baroque, yada barroco dinlemem gerekecek, zira 17.yüzyıl denilince akla gelen değişikliklerden bir tanesi de muzikle ilgilidir. Aslında bu yüzyıl ile birlikte değişmeyen pek bir şey kalmamıştır da diyebiliriz.

Risk kavramının ortaya çıkmasından ziyade günümüz anlamına yakın bir şekilde kullanılması sanırım tüm değişikliklerin yada Descartes etkisi olarak da adlandırılabilir. Aslında güzel bir tamlama oldu değilmi bunu bir sabit olarak alabiliriz. "Descartes etkisi" yada "Descartes değişmezi". :)
isteyen aşağıdaki siteden muzik keyfine göre deneyebilir :)

http://www.1.fm/

Barok muzik için;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Barok_m%C3%BCzik

Risk Kavramı

Risk Kavramı

Arap'ların hakkı araplara, yunanlıların hakkı yunanlılara, italyanlarınki de italyanlara.Türklerin kullanım hakkını da Türklere.

Nedir bu risk ?

Erol Mütercimler (Risk almak bir strateji midir, adlı yazısından), Arman T.Tevfik’in çalışması;

Risk sözcüğü ya Arapça rızık/rısk yada Latince riziko sözcüklerinden çıkmıştır. Rızık, kişiye tanrı tarafından verilen ve üzerinden kazanç elde edilen herhangi bir şey olarak tanımlanabilir. Burada rızık, rassal ve istenen iyi bir sonuç anlamı kazanır. Riziko ise, bir denizcinin karşılaştığı kayalık alan gibi bir engel olarak tanımlanabilir. Burada riziko, rassal ve istenmeyen bir kötü sonuç anlamına gelir.

Eski Yunan’da Arapça’dan alınan ödünç bir sözcük olan risk, genel olarak olumlu ya da olumsuz etkilere sahip rassal olayları açıklamak için kullanılmıştı. Çağdaş Fransızca da ise risk sözcüğü yine rassal olaylara ilişkin olup çoğunlukla olumsuz bazen olumlu anlamlar içerir. Gerek İngilizce’de gerekse Türkçe’de risk (ya da riziko); kayıp, hasar tehlikesi ya da hasar tehlikesi olasılığı, sigorta edilen şey ya da kimse olarak tanımlanır. Ayrıca fiil olarak risk, tehlikeye girmek ya da göze almak anlamında kullanılır ve sıfat olarak da risk, tehlikeli anlamına gelir.

Ayrıca risk sözcüğü eski İtalyanca’da “cüret etmek” anlamında kullanılan 'risicare' fiilinden gelir. Bu anlamda risk, kaderden çok bir seçimdir.

http://www.erolmutercimler.com/yazilar.asp?procid=35